Zümrüdü Anka (Simurg) Efsanesi
Simurg Efsanesi olarak da bilinen efsanenin başaktörü Anka kuşu, Kaf Dağı’nda yaşadığına inanılan bir kuş. En büyük özelliği ömrünün sonunda yuvasını ve kendisini yakarak yeni bir kuş olarak küllerinden doğması. Bu sebeple yeniden doğuşun ve dirilişin bir simgesi. Üzerinde mitolojik varlıkların yaşadığı ve ab-ı hayat (yaşam suyu) barındıran Kaf Dağı’nda yaşayan Simurg, güzellik, bereket ve gücün sembolü. Simurg, her ağacın tohumunu barındıran ve Tuba adı verilen bir ağaçta yaşıyor.
Kuşların hükümdarı Simurg Anka, bilge bir kuş. Kuşlar,
Simurg’un sözüne inanarak kendilerini kurtaracağına inanırmış. Olumsuz bir
durum ortaya çıktığında veya işler ters gittiğinde başvurdukları adres
Simurg’muş. Simurg gelince huzursuzluk ve haksızlıklar sona erer, mazlumlar
hakkını alır, suçlular cezalandırılır ve etrafa mutluluk saçılırmış.
Bir süre sonra Zümrüdü Anka ortadan kaybolmuş. Uzun süre
görülmemiş. Haksızlık ve hukuksuzluklar artmış, yalancılar ve hırsızlar hayatı
zindan etmiş. Simurg’a haber gönderilmiş; ancak gelmemiş. Bunun üzerine kuşlar
böyle bir kuş olmadığını düşünmeye başlamışlar. Bir gün uzak bir ülkede kuşlar
Simurg’un tüyünden bir parça bulmuş. Bunun üzerine bütün dünyadaki kuşlar
toplanarak Simurg’un varlığına inanmış ve ondan yardım istemeye karar
vermişler. Ancak Simurg, etekleri bulutların üstündeki Kaf Dağı’nın tepesinde
yaşıyormuş. Oraya ulaşmak için yedi dipsiz ve tükenmez vadiyi aşmak
gerekiyormuş. Vadiler; istek (nefs), aşk, marifet (cehalet), istiğna
(inançsızlık), tevhid (yalnızlık), hayret (dedikodu) ve yokluk (ben)
vadileriymiş.
Kuşlar bir cesaretle hep birlikte Kaf Dağı’na gitmeye karar
vermişler ve göğe doğru uçmuşlar. Bazı kuşlar yorularak düşmüş. Kuşlar arasında
ilk olarak bülbül, güle olan aşkını öne sürerek geri dönmüş. Bülbülün
arkasından papağan güzel tüylerini bahane etmiş ve evine dönmüş. Kartal
yükseklerdeki krallığını, baykuş yıkıntılarını bahane ederken yolculuğa çıkan
kuşların sayısı giderek azalmış. Kaf Dağı’na sadece 30 kuş ulaşabilmiş ve bir
sürprizle karşılaşmışlar. Burada anlamışlar ki aslında Simurg veya Zümrüdü
Anka, “otuz kuş” demekmiş. Yani her bir kuş bir Simurg’muş. Bu yedi vadiyi
geçebilen kuşlar, bilge, mükemmel ve kurtarıcı kuş özelliğine sahip olurmuş.
Başka bir deyişle; nefsine hakim olan, körü körüne aşık
olmayan, düşünen ve başaracağına inanan, birlikte hareket etmeyi ve istişareyi
bilen, yalnızlığı istemeyen, dedikodudan uzak yaşayan, benliğini ve egosunu
aşabilen kuşlar Simurg makamına yükselirmiş yani küllerinden yeniden doğarmış. Hülasa;
Simurg olmadıkça kafeslerinizden ve tüneklerinizden kurtulamazsınız!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder